''ABD ekonomisi yavaşlıyor, ama durgunluk yok''
7 Mart, 2008 11:50:00 (TSİ) |
|
Uluslararası Para Fonu'na (IMF) göre, ABD'nin ekonomik büyümesi yavaşlıyor, ancak durgunluk yok.
IMF Birinci Başkan Yardımcısı John Lipsky, yaptığı açıklamada, önümüzdeki çeyreklerde, ABD ekonomisindeki büyümenin iyice yavaşlayacağını, ancak bir durgunluk beklemediklerini söyledi.
Lipsky, ABD ekonomisindeki yavaşlamanın, Avrupa ve diğer sanayileşmiş ülkelere olumsuz etkisinin olacağını, ancak yükselen piyasaların bundan etkilenmeyeceğini de vurguladı.
|
|
Roubini: "Türkiye'de durgunluk, kriz görmüyoruz"
7 Mart, 2008 12:05:00 (TSİ) |
|
Ekonomi Profesörü Nouriel Roubini, Türkiye'de çok büyük bir durgunluk, kriz görmediğini söyledi.
Roubini, ABD ekonomisinde yaşanan gelişmeler, bu gelişmelerin global piyasalarla Türkiye'ye yansımaları konusundaki görüşlerini, İş Yatırım tarafından düzenlenen, "Geniş Açı" toplantılarının beşincisinde katılımcılarla paylaştı.
Konuşmasında, gelişmekte olan piyasalar içinde Türkiye'nin durumunu değerlendiren Roubini, Türkiye'nin 2006 yılında bütçe açığının azaldığını, döviz kurlarının daha esneklik kazandığını, finansal sistemin güçlü ve para birimlerine karşı daha dayanıklı olduğunu anlattı.
"Çok güzel bir düzenleme denetleme kurumunuz var. Özelleştirmeler gayet güzel ilerliyor" diyen Roubini, "Türkiye'nin AB'ye katılım süreci bütün bu gelişmeleri olumlu yönde etkiliyor. Türkiye makro düzlemde çok güzel şeyler yaptı, çok daha güçlü bir hale geldi. Türkiye'de çok büyük bir durgunluk, kriz görmüyoruz" diye konuştu.
Roubini, son yılda makro finansal durumlarda özellikle global ekonominin zayıflamasıyla birlikte bazı negatif etkiler görüldüğünü ve görüleceğini ifade ederek, Türkiye'nin gelecekte umut vaat eden bir ülke olduğunu düşündüğünü söyledi.
Roubini, bu yıl ABD'de bir resesyon bulunduğunu ve global anlamda da durgunluk yaşanacağını belirterek, yatırımcılara dikkatli olmalarını önerdi.
"Önümüzdeki yıllarda daha riskli bir ortamın bizi beklediğini düşünüyorum" diyen Roubini, bu durumda gelişmekte olan ekonomilerin yapabileceği en iyi şeyin, dışardan gelecek riskleri kontrol altına almak olduğunu söyledi.
Roubini, "Özelleştirmelere önem verirseniz, üretim kapasitenizi arttırırsanız bu şokları kontrol altına almayı, hatta elemeyi başarabilirsiniz" dedi.
Küresel ekonomiler için gelişmekte olan piyasaların birer güç haline geldiğini ifade eden Roubini, bunun daha dengelenmiş bir gelecek anlamına geldiği görüşünü de aktardı.
"Resesyon 4 veya 6 çeyrek daha sürebilir"
Roubini, ABD ekonomisindeki gelişmeleri değerlendirirken de ABD'nin uzun soluklu ve ağır bir durgunluk dönemine girdiğini, sert bir iniş yaşadığını kaydederek, "Bana göre sert bir resesyon oluyor. Bunun 4 veya 6 çeyrek daha sürebileceğini, 2008 hatta 2009 sonuna kadar yansıyacağını düşünüyorum" dedi.
ABD'deki daha önceki iki durgunluk döneminin 1991 ve 2001 yıllarında yaşandığını, bunların her birinin 8 ay sürdüğünü hatırlatan Roubini, "Mevcut ekonomik koşullar şu an daha kötü. O yüzden bu resesyonun daha uzun süreli ve daha şiddetli olacağını düşünüyorum" görüşünü dile getirdi.
Roubini, ABD ekonomisinin durgunluğa girmesini engellemek için FED'in faiz indiriminde geç kaldığını belirterek, FED'in çok ciddi biçimde faiz oranlarını azaltmaya devam edeceği görüşünü aktardı.
2001 yılında faizin yüzde 6'dan yüzde 1'e indirildiğini hatırlatan Roubini, bu yıl yüzde 1'in altının görülebileceğini kaydetti.
Avrupa Merkez Bankası'nın hala "büyüme oranları aynı devam edecek" düşüncesiyle faizleri indirmediğini dile getiren Roubini, "Hazirandan sonra bunların da düşmesi söz konusu olabilir. Ama çok geç kalınırsa iyi olmayacağını düşünüyorum" diye konuştu.
ABD'de faiz oranlarının daha önce düşürülmesi ve finansal sistemin daha önce düzenlenmesi gerektiğini ifade ederek, bazı politika hataları yapıldığını aktaran Roubini, "Bu durgunluk ne kadar şiddetli ve ne kadar uzun sürecek bunu düşünmek gerekir. Çünkü bunu durdurmak çok da söz konusu değil" görüşü dile getirdi.
"Satılamayan ev sayısı yüzde 60 arttı"
Konuşmasına ABD'deki konut krizine de değinen Nouriel Roubini, ABD'nin konut sektöründe en büyük "balonu" yaşadığını, satılmayan ev sayısının yüzde 60 arttığını, konut fiyatlarının yüzde 10'dan fazla gerilediğini, bu yıl içinde bir yüzde 10'luk düşüş daha beklendiğini anlatarak, konut fiyatlarındaki yüzde 20 veya 30'luk bir düşüşün konut sektörü sermayesinde 4 veya 6 trilyon dolarlık bir düşeşe yol açacağını aktardı.
Satılamayan yeni ve mevcut konut stokunun aşırı yükseldiğini, konut fazlasının 2009'da da artmaya devam edeceğini dile getiren Roubini, ABD ekonomisinde genele yayılan durgunluğun, konut sektöründeki durgunluğu daha derin ve uzun soluklu hale getireceğini söyledi.
Roubini, finansal sistemde hane halkının ipoteklerinin gerektirdiği taahhütleri yerine getirememesinden kaynaklanan kayıpların 1 veya 2 trilyon dolara ulaşacağını da belirterek, bunun "büyük buhran"dan sonra ABD'deki en kötü konut sektörü durgunluğu olacağını kaydetti.
Konut kredilerindeki "patlamaya" değinirken de Roubini, patlama arttığı zaman bunun sonucunun ne olacağının bilinemeyeceğini, ancak yavaşladığında reel ekonomi üzerinde etkilerini çok büyük olacağını ifade ederek, "Patlamanın ne kadar olacağını bilmiyoruz. Şu an piyasaları inceliyoruz. Ve burada bir çekişle hastaya vuruyoruz ve onu öldürmeye çalışıyoruz gibi patlamayı durdurmaya çalışıyoruz" benzetmesini yaptı.
Nouriel Roubini, ABD'deki resesyonun diğer piyasalara olan etkisini değerlendirirken de yumuşak ya da sert, nasıl olursa olsun bu inişi, tüm dünyanın sadece gözlemlemeyle kalmasının mümkün olmadığını, dünyanın geri kalanında ABD'dekine benzer bir resesyon yaşanmayacağını, ancak ekonomideki yavaşlamanın şu an ki mevcut piyasa beklentisinden daha büyük olacağı görüşünü dile getirdi.
Avrupa'nın bazı ülkelerinde özellikle İngiltere, İspanya, İrlanda, Portekiz, İtalya, Fransa ve Yunanistan'da bu yıl resesyon riski bulunduğunu aktaran Roubini, ABD ile yüksek ticaret bağı olan Meksika, Kanada, Çin gibi ülkelerin gördüğü zararın yüksek olabileceğini kaydetti.
Roubini, ABD'deki tüketimin azaldığına dikkat çekerek, buna bağlı olarak Çin gibi ülkelerin ABD'ye ihracatının azaldığına, ABD'deki küçülme ne kadar büyük olursa Çin'deki küçülmenin o kadar artacağına işaret etti.
Roubini, konuşmasında doların güçsüzleşmeye devam edeceği görüşünü de dile getirdi.
Profesörü Nouriel Roubini, Beyaz Saray Ekonomi Danışmanları Konseyi'nde 1998-2000 yılları arasında Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Kıdemli Ekonomist, ardından ABD Hazinesi Uluslararası İlişkiler Sekreteryasında Kıdemli Danışmanlık yaptı.
Ülker 2008'de 10 milyar dolar ciro hedefliyor
7 Mart, 2008 13:17:00 (TSİ) |
|
Ülker Yurtdışı Yatırımlar, İş Geliştirme ve Ar-Ge Grubu Başkanı Zeki Sözen, Ülker şirketlerini de bünyesinde barındıran Yıldız Holding'in 2008'de 10 milyar dolar ciroyu geçmesini hedeflediklerini söyledi.
Sözen, Yıldız Holding'in büyüme stratejilerini ve geleceğe yönelik hedeflerini aktardığı basın toplantısında yaptığı konuşmada, iç büyüme ve sıfırdan yatırımların toplam büyümenin yüzde 90'ından fazlasını oluşturduğunu belirtti.
Geçtiğimiz yıl Godiva hariç satışta 10.9 milyar YTL, dış ticarette 664 milyon YTL, yatırımlarda 427 milyon YTL, vergi sonrası karda 635 milyon YTL seviyesindeki rakamlara ulaştıklarını belirten Sözen, 25 binin üzerinde de çalışanları bulunduğunu aktardı.
Satışlarda 2006'dan 2007'ye geçerken yüzde 21, vergi sonrası karda ise yüzde 51'lik büyüme olduğunu kaydeden Sözen, 1944'ten 90'lı yıllara kadar yavaş olan büyüme oranlarının 1990-1999 arasında yüzde 13, 2000'den sonra ise "hızlı koşmaya" başlayarak ortalama yüzde 24'lük büyüme rakamına ulaştıklarını ifade etti.
Zeki Sözen, "2008'de 10 milyar dolar ciroyu geçme hedefimiz var. 10 milyar dolar, bizce dünyada büyük bir şirket algısı. Bunu başaracağımıza inanıyorum. Çok az firmanın yapabildiği, özellikle gelişen ülkelerde prestijli bir rakam" diye konuştu.
"İtibarı yüksek markalarla beraber olmak istiyoruz"
Stratejilerini, hızlı tüketim sektöründe gıda ağırlıklı olarak yeni yatırımlar ve kuvvetli ortaklıklarla büyümek olarak özetleyen Sözen, gıda dışı hızlı tüketime de açık olduklarını, hızlı tüketimi Yıldız Holding'in ana işi olarak gördüklerini vurguladı.
Sözen, "Stratejimiz uluslararası bir grup olmak. Bunu nasıl yapacağız? İç büyüme başta olmak üzere ortaklıklar ve satın almalarla büyümeye devam edeceğiz. İtibarı yüksek ve büyümeye açık markalarla beraber olmak istiyoruz. Hızlı tüketimde büyüme stratejimize uygun işler yapmak istiyoruz. Tabii ki yatırım büyüklükleri ve finansal kriterler de bize uygun olmalı" diye konuştu.
İç büyümede kaydettikleri gelişmelere değinen Sözen, 2007 sonu itibarıyla bisküvide 26 marka ve 135 çeşit ürünün yer aldığını, 11 bisküvi fabrikasında yıllık 700 bin ton üretim kapasitesine sahip olduklarını ve yüzde 53'ün üzerinde pazar payı ile sektör lideri olduklarını kaydetti.
55 marka ve 188 çeşit ürünün olduğu çikolatalı ve kaplamalı ürünlerde ise yüzde 60'ın üzerinde paya sahip olduklarını anlatan Sözen, "Bir aylık çikolata üretimiyle, dünyanın çevresinde çikolatadan bir ekvator oluşturacak bir kapasiteye sahibiz" dedi.
Günlük 2 bin 100 ton süt alımının olduğu süt sektöründe de Türkiye'nin en büyük üreticisi olduklarının altını çizen Sözen, 350 bin tonluk kapasitelerinin bulunduğa yağ sektöründe de 100 bin ton margarin üretimiyle yüzde 45'in üzerinde pazar payları bulunduğunu, günlük ortalama 800 sefer sayısı yaptıklarını, Cola Turka ile sektörde dünya devi iki firmanın arasında pazar ikincisi olduklarını söyledi.
"İran iştirakimizi karlı bir şekilde sattık"
Konuşmasının ardından soruları da yanıtlayan Sözen, fabrika sayısındaki azalmaya ilişkin soru üzerine, "Fabrika sayısında İran'dan çıktık. İran'da dört fabrika söz konusuydu. İran iştirakimizi karlı bir şekilde sattık" dedi.
Yavaşlamanın konuşulduğu 2008'de ekonomideki beklentilerine dair bir soru üzerine de Sözen, "2008 beklentimiz, yavaşlama üzerine kurulu değil. Biz finansal açıdan güçlü kuruluş olduğumuz için uzun döneme fokus oluyoruz. E7 ülkelerinin, gelişmiş ülkeleri geçeceğinin konuşulduğu bir dönemde kısa dönemli problemleri düşünmemeyi arzu ediyoruz. İşlerimizde bir yavaşlama yok" dedi.
Emtia fiyatlarındaki artışın doğal olarak girdileri etkilediğine işaret eden Sözen, "Zam yapıyor musunuz denildiğinde, şirketlerin kaldırabileceği miktarlar şirketler tarafından absorve ediliyor, katlanılmaya çalışılıyor. Ama zam da kaçınılmaz olarak gerçekleşiyor" diye konuştu.
Dış ticaret hacminde ithalatın yer almadığını belirten Sözen, kara ilişkin bir soru üzerine de, "Kar, faaliyetlerimizden oluşan bir kar. Şirket ve hisse satışlarından oluşan kar bu rakamın içinde yok" dedi.
"Şirketlerin kademeli olarak halka açılması gündemde"
Zeki Sözen, halka açılmaya dair sorular üzerine de şunları kaydetti:
"Şirketlerimizin kademeli olarak halka açılmaları gündemde. Holdingimizin halka açılmasını daha sonraki bir aşama olarak düşünüyoruz.
Ülker Çikolata'nın 2008'da halka arz edileceğini, ilk yarıda bunun olabileceğini söylemiştik. Bu planımız devam etmektedir. Ancak şirketlerimizi, tek tek hızlı bir şekilde halka arz edeceğimizi kesinlikle söylemiyoruz.
Hızlı kaynak oluşturma enstrümanı olarak görmüyoruz. Şirketlerimiz hazır oldukça, zamanı geldiğinde, acele etmeden halka arzlar olacak."
Şu andaki cirolarının yüzde 80'inden fazlasının gıdadan geldiğine dikkat çeken Sözen, Ülker'in bir marka, ürün kategorilerinin markası olduğunu, Yıldız Holding'in ise çatı kuruluş özelliği taşıdığını ifade etti.
"Sağlıklı her gıda kategorisine girebiliriz"
Ülker'in uzun veya yakın gelecekte sağlıklı olan her gıda kategorisine girmeyi düşünebileceğini kaydeden Sözen, ev ve kişisel bakım kategorisinde yavaş da olsa ayağı yere basan bir şekilde ilgili sektörlere girebileceklerini söyledi.
Perakende sektörüne girip girmeyecekleri yönündeki soruya ise Sözen, "Perakendede eskiden de pek olmadık. Zaten 'Bizim Toplu Tüketim' var. Farklı bir dağıtım kanalı. Güzel, hızlı gelişen bir şirket" yanıtını verdi.
Ülker'in aslında bölgesel şirketler liginde çok önemli bir yerde bulunduğunu vurgulayan Sözen, dünya şirketi olmanın her kuruluşun arzusu olduğunu, Godiva'nın bu doğrultuda önemli bir adımı oluşturduğunu söyledi.
Sözen, "Biz Ülker ile bölgesel güç olmayı, Godiva ile de bir dünya gücü olmayı hedefliyoruz. Türkiye'nin kalbini kazandığımız gibi belki dünyanın da kalbini kazanabiliriz. Çikolatadaki yatırımımız, Godiva ile süslenmiş durumda" diye konuştu.
Godiva'nın geçen yılki cirosunun 487 milyon dolar olduğunu belirten Sözen, Godiva'nın finansmanı ile ilgili olarak da, bu tip satın almaların zaten öz sermaye ve kredinin bir paçalıyla yapıldığını, kendilerinin de aynı yöntemi uygulayacaklarını söyledi.
Sözen, "Üç ay içinde yaparız' demiştik. İnşallah üç ay içinde yapmış olacağız" dedi.
Borsa yüzde 2.32 düştü, dolar 1.2530 YTL
7 Mart, 2008 14:08:06 (TSİ) |
|
ABD'de iki mortgage fonunun yaşadığı sıkıntılar, piyasalarda tedirginlik yarattı. ABD'nin resesyona gireceğine ilişkin haberlerle bütün dünyada satış eğilimi artıyor.
Carlyle'ın mortgage fonu 7'nci kez temerrüte düşmesinin ardından iflas uyarısı aldı. Fon 37 milyon dolar temerrüde düşünce bankalar iflas uyarısında bulundu.
Bear Stearns, Thornburg Mortgage Inc. için tavsiyesini 'underperform'a çekti. İki tane mortgage fonunun yaşadığı sıkıntılar, piyasalarda mortgage tedirginliği yarattı.
Mortgage fonları ile ilgili bu gelişmeler yaşanırken Mortgage Bankaları Birliği (MBA) 4'üncü çeyrek mortgage verilerini açıkladı.
2007 yılının son çeyreğinde ödeme sorunu yaşanan mortgage toplam oranının yüzde 5.82 seviyesine yükseldiği açıklandı. Son 23 yılın en yüksek düzeyine ulaşıldı. İflas işlemleri yürütülen mortgage oranları ise yüzde 2.04 düzeyine yükseldi.
Mortgage fonlarındaki gelişmeler nedeniyle ABD piyasaları finansal hisselerde yaşanan kayıplarla satıcılı bir gün geçirdi. ABD dolarında değer kaybı sürdü. Petrol fiyatları da rekor seviyelere yakın seyrini sürdürdü.
İMKB DURUM...
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Ulusal 100 Endeksi, günlük bazda yüzde 2.32 düşüşle kapandı.
Endeks ikinci seansta 81.68 puan düşerek 41 bin 537 puandan kapandı. Hisse senetleri ikinci seansta ortalama yüzde 0,20 oranında değer yitirdi.
İlk seanstaki 904.95 puanlık düşüş dikkate alındığında, borsa endeksi günün tamamında 986.63 puan geriledi. Hisse senetlerinin günlük ortalama değer kaybı yüzde 2.32 oldu.
Endeksi ikinci seansa, önceki kapanışa göre 144.99 puan düşerek 41.473,91 puandan başladı. Hisse senetleri, bu seviyede ortalama yüzde 0.35 oranında değer yitirdi.
DÖVİZDE SON DURUM...
İstanbul serbest piyasada kapanış saatlerinde doların satış fiyatı 1.2450 YTL, euro'nun satış fiyatı 1.9120 YTL oldu.
Piyasanın kapanışı itibarıyla Kapalıçarşı'da 1.2400 YTL'den alınan dolar 1.2450 YTL'den satılıyor. 1.9100 YTL'den alınan euro'nun satış fiyatı ise 1.9120 YTL oldu.
Serbest piyasada önceki kapanışta 1.2190 YTL olan dolar güne 1.2480 YTL'den, 1.8680 YTL olan euro ise 1.9180 YTL'den başlamıştı.
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Tahvil ve Bono Piyasası Kesin Alım Satım Pazarı'nda işlem gören 7 Ekim 2009 vadeli, bugün valörlü tahvilin bileşik faizi, önceki kapanışa göre 0.49 puan artarak yüzde 17.81'e çıktı. Bu tahvilin basit getirisi de yüzde 18.72'den kapandı.
Bu kağıdın dünkü kapanıştaki basit getirisi yüzde 18.18, bileşik getirisi yüzde 17.32 olmuştu.
Bankalararası piyasada dolar kotasyonları, saat 14.15 itibarıyla, alışta en düşük 1.2470 YTL, en yüksek 1.2495 YTL, satışta en düşük 1.2520 YTL, en yüksek 1.2565 YTL seviyesinde bulunuyor.
Uluslararası piyasalarda euro-dolar paritesi 1.5414 düzeyinde seyrediyor.
İMKB'de birinci seansın seyri...
Endeks, dünkü ikinci seans kapanışına göre 904,95 puan düşerek günün ilk yarısını 41.618,90 puandan tamamladı. Birinci seansta, hisse senetlerinin ortalama değer kaybı yüzde 2,13 oldu.
Dün 42.523,85 puandan kapanan İMKB Ulusal 100 Endeksi, ilk seansa 825,69 puan düşerek 41.698,16 puandan başladı.
İlk yarıyı 41.555,43 puandan geçen endeks, en düşük 41.281,53 puana kadar gerilerken, en yüksek 41.903,81 puanı gördü.
Seans sonunda mali endeks 1.420,98 puan düşerek 57.810,55 puana, sanayi endeksi 720,38 puan düşerek 34.259,56 puana ve hizmetler endeksi 160,31 puan düşerek 30.456,95 puana geriledi.
Böylece, önceki kapanışa göre mali grup hisseler ortalama yüzde 2,40 oranında, sanayi grubu hisseler ortalama yüzde 2,06 ve hizmetler grubu hisseler ortalama yüzde 0,55 oranında değer yitirdi.
Birinci seansta işlem gören toplam 318 hisse senedinden 18'i değer kazandı, 281'i değer kaybetti, 19 hissenin fiyatında ise değişiklik olmadı.
Birinci seansta 488 milyon 870 bin 159 YTL'lik işlem hacmi oluştu. En çok işlem gören hisse senetleri Garanti Bankası, İş Bankası (C), İhlas Ev Aletleri, Akbank ve Yapı ve Kredi Bankası oldu.
Enflasyon beklentisi yüzde 7.02'ye çıktı
7 Mart, 2008 17:28:00 (TSİ) |
|
Merkez Bankası (MB) tarafından düzenlenen beklenti anketine göre, yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 7.02 olarak belirlendi.
Merkez Bankası, mart ayı birinci dönem beklenti anketi sonuçlarını açıkladı.
Yıl sonu cari işlemler dengesinde meydana gelecek açık beklentisi, 42 milyar 222,8 milyon dolara çıktı. Cari açık beklentisi 41 milyar 856.3 milyon dolar düzeyindeydi.
Buna göre, iki ay sonrasına ait Tüketici Fiyatları Endeksi'nde (TÜFE) şubat ayının son anketinde yüzde 0.75 olan beklenti, son anketinde yüzde 0.59'a geriledi.
Dönemler itibarıyla beklentiler, yüzde 6.54 olan yıl sonu TÜFE yüzde 7.02'ye, 12 ay sonrasının yıllık yüzde 5.99 olan TÜFE'de yüzde 6.03'e yükseldi.
Yüzde 0.60 olan gelecek ayın TÜFE beklentisi yüzde 0.77'ye, cari ay TÜFE beklentisi yüzde 0.55'den yüzde 0.69'a, 24 ay sonrasının yıllık TÜFE beklentisi de yüzde 5.20'den yüzde 5.32'ye çıktı.
Gelecek 3'üncü ayın altı aylık hazine bonosu ihalesi yıllık bileşik faiz oranı beklentisi yüzde 16.01'den yüzde 16.35'e, gelecek 12'nci ayın altı aylık hazine bonosu ihalesi yıllık bileşik faiz oranı beklentisi yüzde 14.84'den yüzde 15.09'a yükseldi.
Gelecek 3'üncü ayın 5 yıl vadeli, 6 ayda bir sabit kupon ödemeli YTL cinsi tahvil ihalesi bileşik faiz oranı beklentisi de yüzde 16.18'den yüzde 16.60'a, gelecek 12'nci ayın 5 yıl vadeli, 6 ayda bir sabit kupon ödemeli YTL cinsi tahvil ihalesi bileşik faiz oranı beklentisi de yüzde 14.88'den yüzde 15.38'e çıktı.
Kur beklentisi
Ay sonu dolar kuru beklentisi, mart ayının ilk anketinde 1.2013 YTL'den 1.2242 YTL'ye, yıl sonu dolar kuru beklentisi de 1.2881 YTL'den 1.3011 YTL'ye yükseldi.
Gelecek 12 ay sonunda dolar kuru beklentisi ise 1.3152 YTL'den 1.3255 YTL'ye çıktı.
Şubat ayının son anketinde yüzde 4.7 olan cari yıl sonu Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) büyüme beklentisi ise yüzde 4.6'ya, gelecek yıl sonu yıllık GSMH beklentisi yüzde 5'den yüzde 4.9'a geriledi.
ABD'deki işsizlik verileri petrol fiyatlarını düşürdü
7 Mart, 2008 17:54:00 (TSİ) |
|
ABD'de işsizlik oranının yükselmesinin resesyon kaygılarını artırmasından sonra, petrolün varili 1 dolardan fazla düştü.
ABD tipi hafif ham petrolün nisan teslimi 1.30 dolar düşerek 104.17'den işlem görüyor. Petrolün varil fiyatı dün 105.97 dolara çıkarak, rekor kırmıştı.
Londra Brent tipi ham petrolün varil fiyatı da 97 cent düşerek, 101.64 dolardan satılıyor.
Dünyanın en büyük petrol tüketicisi ABD'nin ekonomisinin zayıflamasıyla, bu ülkenin petrol talebinin düşmesinden kaygı duyuluyor.