Euro, 1.8000 YTL'ye çıktı
29 Şubat, 2008 10:34:00 (TSİ) |
|
Euro, geçen yıl ağustos ayı sonlarından bu yana ilk kez 1.8000 YTL seviyesini gördü.
İstanbul serbest piyasada dün 1.7880 YTL'den kapanan euro sabah açılışta 1.7950 YTL'ye çıktı. Daha sonra, euro/dolar paritesinde yaşanan hareketlilikle çıkışını sürdüren euro 1.8000 YTL seviyesine ulaştı.
Uzmanlar, euro/dolar paritesinin 1.52 seviyesinde zorlanması ve teknik anlamda düşüş sinyallerinin artmasının, paritede 1.49 seviyesine yönelik geri çekilme olasılığını da artırdığına işaret ederek, olası geri çekilmelerde dolar/YTL paritesinin 1.20 bandının üzerinde oluşabileceğini savunuyor.
İstanbul serbest piyasada kapanış euronun satış fiyatı 1.8130 YTL oldu.
TÜRKİYE'YE 6.2 MİLYAR $ KREDİ |
WASHINGTON - Dünya Bankası İcra Direktörleri Kurulu dün, Türkiye'ye yönelik 2008-2011 yıllarını kapsayacak yeni bir Dünya Bankası Ülke Ortaklık Stratejisini (ÜOS) görüşerek, kabul etti.
Dünya Bankasından yapılan yazılı açıklamaya göre, bu strateji çerçevesinde, 4 yıllık dönem için Türk hükümeti tarafından yürütülen programların ya da Türk hükümetinin üstlendiği garantilere yönelik olarak azami 6,2 milyar dolara kadar finansman sağlanması öngörülüyor.
Strateji buna ek olarak, Uluslararası Finans Kuruluşu (IFC) tarafından sağlanan özel sektör yatırımlarına yönelik kredi ve Çok Taraflı Yatırım Garanti Ajansı (MIGA) tarafından ticari olmayan risklere karşı verilen garantilerin finansmanını da içeriyor.
Dünya Bankasının ortaklık stratejisi temellerini, bizzat Türkiye'nin geliştirdiği kendi kalkınma gündemi olan 9. Kalkınma Planından aldığı belirtilirken, stratejinin hedefinin, tüm Türk vatandaşlarının yaşam standartlarını ve tanınan fırsatları arttırarak, Türkiye'nin, zamanla, diğer Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin gelir ve kalkınma düzeylerine erişmelerine katkıda bulunmak olduğu kaydedildi.
Dünya Bankasının Türkiye Ülke Direktörü Ulrich Zachau, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, ''Türkiye son altı yıllık süre içinde ekonomik kalkınma başarısı yakalama fırsatı bulmuş ve dünyadaki en gelişmiş ekonomi ve toplumlardan biri halini almıştır. Yeni Ortaklık Stratejisi, bu fırsatın gerçeğe dönüştürülmesinde Dünya Bankasının, Türkiye'nin ortağı olmasını amaçlamaktadır'' dedi.
ENERJİ SEKTÖRÜ VE REEL KESİME ÖNCELİK
Hazine Müsteşarlığından yapılan açıklamada, Dünya Bankasından sağlanacak proje finansmanı çerçevesinde enerji sektörü ve reel kesime öncelik verileceği bildirildi. Reel sektöre sağlanacak destek, ihracat ve KOBİ finansmanına odaklanılacak, ayrıca, sağlık, ulaştırma, altyapı sektörleri de program kapsamında desteklenecek.
|
 |
TÜZMEN: İZMİR LİMANI'NIN DURUMU DÜZELİR |
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, "İzmir Limanı'nın durumu düzelir. Yargı yolu açık. Çalışmalar olacak. İnanıyorum ki ihracatçılar gereken özeni, gereken çalışmayı gösterecekler. Türkiye'nin milli bir meselesi bu. Limanları, demir yolu, kara yolu hep beraber yapacağız bu yatırımları" dedi.
29.02.2008 - 22:11:00  |
 |
MİLLİ PİYANGO ÇEKİLDİ |
Milli Piyango'nun bugün yapılan çekilişinde 1.5 milyon YTL'lik büyük ikramiye, ''256981'' numaralı bilete isabet etti. Milli Piyango İdaresi'nden yapılan açıklamaya göre, son rakamı sıfır (0) ve sekiz (8) olan biletler de amorti kazandı.
29.02.2008 - 21:11:00  |
 |
ŞENER: CARİ AÇIK BÜYÜYOR |
Eski Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdüllatif Şener, ''makro ekonomik göstergelerin iyiyi işaret etmesine karşın, bazı sorunlar olduğunu, cari açığın büyüdüğünü'' vurguladı. Şener,
29.02.2008 - 20:00:00  |
 |
Sabancı: "Belirsizlikler Türkiye açısından fırsat"
29 Şubat, 2008 10:53:00 (TSİ) |
|
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, dünyada yaşanan finansal belirsizliklerin Türkiye açısından ciddi fırsatlar da barındırdığını kaydetti.
Güler Sabancı, holdingde bazı gazetecilerle biraraya geldiği sohbet toplantısında, Migros'un satışına ilişkin olarak, detaylı, içeriden baktıklarında kendileri açısından zorlukları daha iyi gördüklerini anlattı.
Sabancı Holding Üst Yöneticisi (CEO) Ahmet Dördüncü de konuyla ilgili olarak, o dönemde, gizlilik anlaşması yaptıklarını ve bağlayıcı olmayan bir teklif verdiklerini hatırlattı.
Dördüncü, o zamanki referans değerlerle, beklenen değerlerle, kendi buldukları değerler arasında fark olduğunu ayrıca, Migros'u satın almaları halinde Carrefoursa ile birleştirmelerinin de zor ve uzun bir süreç olacağını gördüklerini belirtti.
Rekabet Kurulu'nun vereceği kararlarla ilgili olarak tereddütler oluştuğunu söyleyen Dördüncü, tüm bu tespitleri üst üste koyup ortaklarıyla birlikte, "Biz kendi yolumuza devam edelim" kararı verdiklerini bildirdi.
Dördüncü, bir gazetecinin, holdingin cirosunun yüzde 55'inin Akbank'tan geldiğini ve bunun dengeli bir durum olup olmadığını sorması üzerine, bunun dengeli bir durum olmadığını ancak, bu konu üzerinde ciddi çalışıldığını ayrıca, Türkiye'de son 2-3 yıldır bankacılığın dolayısıyla Akbank'ın büyümesinin de memnuniyet verici olduğunu, finans dışı varlıklarının bu büyüme performansına yetişmesinin zor olabileceğini söyledi.
"Holdingin bu yıl için yatırım hedefi 1.5 milyar dolar"
Güler Sabancı, holdingin bu yıl için 1.5 milyar dolar yatırım hedefi olduğunu, bunun yaklaşık yarısının enerji yatırımları olarak planlandığını, enerjiye para ayırmaya devam ettiklerini belirterek, bunların etkisinin 2010 yılından sonra görülebilecek uzun vadeli yatırımlar olduğunu söyledi.
Sabancı, Türkiye'nin önünde, bu senenin sonuna doğru çok ciddi bir enerji dar boğazı olabileceğini, bu darboğazı yumuşak geçmek için kamunun elindeki tesislerin özelleştirilmesi gerektiğini bildirdi.
Kendilerinin bu sektördeki en erken yatırımının 2010 Ağustos ayına yetişebildiğini, dolayısıyla yeni yatırım yapacak zaman olmadığını aktaran Güler Sabancı, enerjiyi Türkiye'nin önündeki en büyük engellerden biri olarak niteledi.
Sabancı, verimlilik ve kapasite artışı için sözü edilen tesislerin muhakkak özelleştirilmesi gerektiğini yineleyerek, Türkiye'nin böyle bir sıkıntıyla karşı karşıya olduğunu, bu konuyla ilgili Enerji Bakanı Hilmi Güler ve Özelleştirme İdaresi Başkanı Metin Kilci ile de konuştuğunu, olayın bilincinde olduklarını, çalıştıklarını söyledi.
Bir gazetecinin, Enerji Bakanlığı'yla ilgili bazı kuruluşlarda devam eden soruşturmaları hatırlatıp, "Belki fırsat bulamıyorlardır" değerlendirmesi üzerine de Sabancı, "Kaygı verici... Haklısın... Söyleyecek bir şey bulamıyorum" karşılığını verdi.
Enerji sektöründe özelleştirmenin şart olduğunu, var olan durumun sürdürülebilir bir durum olmadığını anlatan Güler Sabancı, yapılması gereken verimlilik ve kapasite artışı yatırımlarının özel sektör tarafından yapılabileceğini belirterek, "Satsınlar da biz alalım diye değil. Sadece bizim için değil, Türkiye için de gerekli..." diye konuştu.
Güler Sabancı, çimento sektöründe yaşanan gelişmeler ilişkin bir soru üzerine de "sektörde birden bire satmak isteyenlerin çıktığını "kendilerinin ise satın aldıkları iki fabrikadan daha fazla büyüdüklerini, ancak kendileri gibi çok büyüyen olduğunu da kaydetti.
Güler Sabancı, dış piyasalarda yaşanan tedirginliğe ilişkin olarak da ABD kökenli bu hareketlerin ardından dünyada ciddi belirsizlikler yaşandığını, morallerin bozuk olduğunu, dünyada bir güven sorunu yaşandığını anlattı.
Krizin gerçek çapının mart ayı sonu gibi görüleceğine ilişkin söylentilerin de varlığına işaret eden Güler Sabancı, Türkiye bundan hiç etkilenmeyecek demenin doğru olmayacağını ama bunun altında Türkiye için çok ciddi fırsatlar da bulunduğunu dile getirdi.
Artan petrol fiyatları dolayısıyla Türkiye'nin güney ve kuzeyindeki bölgelerde, ülkelerde para biriktiğini, bu paranın sözü edilen riskler nedeniyle Batı'ya gidemediğini belirten Sabancı, "Akıllı olursak bize gelebilmesi lazım..."
Orta vadede böyle bir likiditenin Türkiye'ye gelmesinin cari açığın finansmanı açısından da fayda sağlayacağını, bunun da Türkiye'nin reformlara odaklanmasını kolaylaştıracağını aktaran Sabancı, Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı ve Türk Ticaret Kanunu'nun bir an önce yasalaşması gerektiğini ifade etti.
Sabancı, "Bir türlü Meclis gündemine gelmiyor. Ben gündem ekonomi olsun derken bunu kastediyorum. Birçok şey hazır ama aksiyona gelmesi lazım, istiyoruz" dedi.
Güler Sabancı, IMF ile yola devam edilip edilmeyeceğine ilişkin olarak da IMF ile farklı bir çerçeve, yapı içinde, dünyada böyle belirsizlikler varken devam edilmesinin faydalı olacağını, IMF'nin bir çıpa olduğunu belirterek, "Takip eden bir kurum olsa daha iyi olur" dedi.
AB'nin de Türkiye için bir çıpa olduğunu belirten Güler Sabancı, "Geçen sene iki taraflı olarak yavaşladık onlar da biz de... Ama bu süreç bizim için önemlidir. Bu süreç hükümetlerin ömrünü aşar, Türkiye için önemlidir" dedi.
"Reel sektöre odaklanmak lazım"
Bir gazetecinin reel sektörün zor durumda olduğuna ilişkin değerlendirmeleri üzerine de Güler Sabancı, "Türkiye'de artık gecikmeden reel sektöre önem ve özen göstermeliyiz. Reel sektörün verimliliğini artıracak bir yaklaşıma ihtiyaç var. Reel sektöre odaklanmak lazım" diye konuştu.
Sabancı, kayıtlı reel sektörü olumsuz etkiyen kayıtdışı meselesinde çözüm bulunması gerektiğini, kayıtdışına sadece vergi zararı olarak bakılmasının yanlış bir yaklaşım olacağını, kayıtdışının verimliliğe dayalı rekabet yerine rant ekonomisini getirdiğini, bu sorunun Türkiye'ye esas zararının bu olduğunu aktardı.
Altın 1000 dolara ilerliyor, petrol rekor kırdı
29 Şubat, 2008 11:24:00 (TSİ) |
|
Altın fiyatları yükselmeye devam ederken, petrol fiyatları da rekor düzeyde yükseldi.
Altının onsu, Asya ve New York borsalarında 970 doları aştı. New York borsasında onsu 974.20 dolardan işlem gören altın, Asya borsalarında da 973 dolardan, Avrupa borsalarında da 974.30 dolardan işlem gördü.
Borsa uzmanları, altının onsunun 1000 dolara doğru ilerlediğini ve bir ay içinde 1000 doları görebileceğini vurguluyor.
Öte yandan, petrol fiyatları bugün, tüm zamanların en yüksek düzeyine ulaştı.
ABD dolarındaki değer kaybı, altındaki yükseliş ve ABD Merkez Bankası'nın faiz oranlarını yeniden indireceği beklentileriyle, petrolün varil fiyatı, ilk kez 103 doları aştı.
BDDK'dan Türkiye Finans'ın NCB’ye satışına onay
29 Şubat, 2008 13:26:00 (TSİ) |
|
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Türkiye Finans'ın yüzde 60 hissesinin Suudi Arabistan merkezli The National Commercial Bank'a (NCB) satışına onay verdi.
Türkiye Finans'tan yapılan açıklamada, Boydak ve Ülker gruplarının, bankanın yüzde 60 hissesinin 1 milyar 80 milyon dolar karşılığında NCB'ye devredilmesi konusunda geçtiğimiz yılın temmuz ayında
anlaşmaya varmış oldukları hatırlatılarak, her iki grubun da, ellerinde bulundurdukları yüzde 20'şer hisse ile banka yönetiminde stratejik ortaklık misyonlarını sürdürmeye devam edecekleri kaydedildi.
Türkiye Finans Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Boydak, NCB ortaklığı ile Türkiye Finans'ın önümüzdeki dönem hızlı büyümesini sürdüreceğini belirterek, NCB'nin uluslararası piyasada faizsiz bankacılık enstrümanlarındaki deneyimi ile Ülker ve Boydak gruplarının sahip olduğu tecrübenin birleşmesi sonucu, ülke ekonomisine yeni enstrümanlar ve kaynaklar kazandırılacağını kaydetti.
Türkiye Finans Genel Müdürü Yunus Nacar ise, 2008 yılında fonlarda yüzde 30 oranında artış hedeflediklerini ifade ederek, 2008 yılında nakdi kredi toplamını 6.3 milyar YTL'ye, gayri nakdi krediler toplamını ise 4 milyar YTL'ye yükselterek reel sektöre desteklerini devam ettireceklerini vurguladı.
Nacar, 2008 yılında şube sayılarını 175'e, yaklaşık bin kişilik yeni istihdam ile çalışan sayılarını da 3 bin 500'e yükselterek, hizmet ağlarını Anadolu'nun farklı bölgelerine ulaştırmayı hedeflediklerini kaydetti
Enflasyon yükseldi, işsizlik değişmedi
29 Şubat, 2008 13:59:00 (TSİ) |
|
Euro Bölgesi'nde ocak ayı enflasyonu yüzde 3.2'ye çıkarken, bir önceki aya göre değişmeyen işsizlik oranı yüzde 7.1'de kaldı.
AB'nin resmi istatistik kurumu Eurostat'ın verilerine göre, euro enflasyonu, geçen yılın aynı döneminde yüzde 1.8 ve bir önceki ay yüzde 3.1 seviyesindeydi. 27 üyeli AB'de ise enflasyon ocak ayı itibarıyla yüzde 3.4'e yükseldi.
AB'de ortalama enflasyon, bir önceki ay yüzde 3.2 ve geçen yılın aynı döneminde yüzde 2.1 düzeyindeydi.
AB'de en yüksek enflasyon oranları yüzde 15.6'yla Letonya, yüzde 11.7'yle Bulgaristan, yüzde 11.3'le Estonya ve yüzde 10'la Litvanya'da görülürken en düşük enflasyona sahip ülkeler yüzde 1.8'le Hollanda, yüzde 2.2'yle İngiltere, yüzde 2.9'la Almanya ve Portekiz, yüzde 3'le Danimarka ve İsveç şeklinde sıralandı.
Eurostat, işsizlik oranlarının bir önceki aya göre ocak ayında değişmeyerek Euro Bölgesi'nde yüzde 7.1 ve AB'de yüzde 6.8 seviyesinde kaldığını duyurdu.
Eurostat'a göre 10.9 milyonu Euro Bölgesi'nde olmak üzere AB'de toplam 16.1 milyon işsiz bulunuyor.
DB'den 6.2 milyar dolar mali destek
29 Şubat, 2008 16:22:00 (TSİ) |
|
Dünya Bankası, Türkiye'ye, 2008-2011 yılları için 6.2 milyar dolar finansman sağlayacak.
Dünya Bankası İcra Direktörleri Kurulu, Türkiye'ye yönelik 2008-2011 yıllarını kapsayacak yeni bir Dünya Bankası Ülke Ortaklık Stratejisini (ÜOS) görüşerek, kabul etti.
Dünya Bankası'ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, bu strateji çerçevesinde, dört yıllık dönem için Türk hükümeti tarafından yürütülen programların ya da Türk hükümetinin üstlendiği garantilere yönelik olarak azami 6.2 milyar dolara kadar finansman sağlanması öngörülüyor.
Strateji buna ek olarak, Uluslararası Finans Kuruluşu (IFC) tarafından sağlanan özel sektör yatırımlarına yönelik kredi ve Çok Taraflı Yatırım Garanti Ajansı (MIGA) tarafından ticari olmayan risklere karşı verilen garantilerin finansmanını da içeriyor.
Dünya Bankası'nın ortaklık stratejisi temellerini, bizzat Türkiye'nin geliştirdiği kendi kalkınma gündemi olan 9'uncu Kalkınma Planı'ndan aldığı belirtilirken, stratejinin hedefinin, tüm Türk vatandaşlarının yaşam standartlarını ve tanınan fırsatları artırarak, Türkiye'nin, zamanla, diğer Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin gelir ve kalkınma düzeylerine erişmelerine katkıda bulunmak olduğu kaydedildi.
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, "Türkiye son altı yıllık süre içinde ekonomik kalkınma başarısı yakalama fırsatı bulmuş ve dünyadaki en gelişmiş ekonomi ve toplumlardan biri halini almıştır. Yeni ortaklık stratejisi, bu fırsatın gerçeğe dönüştürülmesinde Dünya Bankası'nın, Türkiye'nin ortağı olmasını amaçlamaktadır" dedi.
Zachau devamında, "Türkiye, adil ve hızlı bir ekonomik kalkınmayı sürekli kılmayı hedeflemektedir ve Dünya Bankası Grubu da mevcut en iyi teknik uzmanlık, uluslararası tecrübe ve uygun finansman olanaklarını Türkiye'nin bu hedefine ulaşması için seferber etmeye çalışacaktır" şeklinde konuştu.
Ülke ortaklık stratejisi
Dünya Bankası destek programı Türkiye'nin önceliklerine göre şekillendirilecek ve bu ortaklık, Türkiye'nin güçlü makroekonomik çerçevesi üzerine inşa edilecek ve şu üç alana odaklanacak:
"İlk olarak, Rekabetin ve İstihdam Olanaklarının Artırılması. Olumlu bir iş ortamı ve küçük ve orta ölçekli işletmeler dahil özel sektöre yönelik daha geniş kredi erişim olanakları, Türk ihracatçılarının rekabet gücünün artırılması, güvenilir ve verimli enerji arzına ve altyapının güçlendirilmesine yönelik önlemler ve kadınlar-erkekler ve gençler dahil yeni ve daha iyi işleri kapsayacak.
Uluslararası Finans Kuruluşu'nun (IFC) Güney Avrupa ve Orta Asya Bölgesi Direktörü Şahbaz Mavaddat ise yaptığı açıklamada, "Bölgesinde önemli bir ekonomik güç olarak, Türkiye'nin rolü artmaktadır. Uluslararası Finans Kuruluşu, bölgedeki daha az gelişmiş ülkelere gerçekleştirecekleri yatırımlarda Türk şirketlerine finansman sağlayacaktır"dedi.
İkinci olarak, Adil İnsani ve Sosyal Kalkınmanın Sağlanması. Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası Reformu'nun tamamlanmasını, Türkiye'nin sağlık sisteminde devam eden dönüşümünü, özel sektör işverenlerinin ihtiyaç duyduğu becerilerin öğrencilere, işçilere ve çalışanlara kazandırılmasına öncelik verilerek, eğitimin yaygınlaştırılması ve eğitim kalitesinin artırılmasını ve Türkiye'de toplumun dezavantajlı ve zayıf kesimlerinin desteklenmesine yönelik sosyal katılım ve refah politikalarını kapsayacak.
Üçüncü olarak ise kaliteli Kamu Hizmetlerinin Verimli Sunumunu, Türkiye'nin kamu harcamaları ve finansmanı alanındaki modernizasyonunun devamını, yargı hizmetlerinin güçlendirilmesini, yerel yönetim altyapı ve sulama sistemlerine yatırımı, iyileştirilmiş kadastro sistemini ve etkin bir afet hazırlık ve yönetim sistemini kapsayacak.
Önceki programların sağladığı faydalar
Dünya Bankası Grubu tarafından ülke stratejisi kapsamında, 2003-2007 yılları arasında Türkiye'de destek verilmiş proje ve programların hali hazırda olumlu sonuçlar verdiği kaydedildi.
Örneğin, Türkiye, kız çocuklarının okula kayıt oranında önemli artış sağlanması dahil, temel eğitimin iyileştirilmesi alanında başarılı olduğu ifade edildi.